16 Kasım 2015 Pazartesi


ORİJİNAL LİNK : http://www.incisozluk.com.tr/w/korkunçlu-hikaye-anlatıyorumm/


Anlatacağım bu hikaye çok yakın bir arkadaşımın başından geçen bir hikayedir ve yıllar sonra ısrarlarım sayesinde başından sonuna anlatıp bu hikayeyi yayımlamaya karar verdi.
Olayları arkadaşımın bana anlattığı şekilde size aktarıyorum herhangi bir oynama yoktur.

Yıl 2011 lise 3.sınıf yeni bitmişti…
Mehmet ve Ahmet ile planını yaptığımız tatile sonunda çıkabilecektik.
Arkadaşım Mehmet ‘den bahsedeyim biraz, adı tahmin edeceğiniz üzere değiştirilmiş burada gerçek isimler kullanmayacağım.
Mehmet’in babası yaşadığımız “E” harfiyle başlayan küçük şehrin zenginlerindendi para durumları çok iyiydi öyleki daha 18 yaşındaki oğullarına ‘VW Golf(2011 Model)’ alacak kadar iyiydi.
Mehmet’in boyu 1.90 kilosu 85-90 civarındaydı, kişiliği çok cömertti herşeyini paylaşırdı kaç kere bana yemek ısmarladığını hatırlamıyorum.. Yol masraflarının tümünü Mehmet karşılayacaktı haliyle.
Ahmet’ten bahsetmeye gerek yok normal ölçülere sahip bir tipti…  

Planlandığı gibi Pazar sabahı erkenden yola koyulduk M’ ye doğru. Çok daha güzel tatil mekanı varken bu sikik şehre gitmeye anlam veremedim, fikir Mehmet’in olduğu için itiraz edemedim sonuçta beleşe gidiyorduk. Ahmet’in zaten hiç sikinde değildi adam nerede beleş oraya yerleş kafasında birisiydi. Uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra nihayet M’ ye ulaştık, Mehmet herşeyi ayarlamıştı direk otele geçtik bize erken yatın iyice uyuyun yarın uzun bir gün olacak dedi ve yattık.
Sabah Mehmet’in sik gibi çalan alarm sesleriyle uyanmak zorunda kaldık adam tam 3 tane ayrı aletten alarm kurmuş vay arkadaş ya.
Oteli atlıyorum…  

Yola koyulduk gidilecek ilk yer “N” ilçesinin “S” kasabasıydı merkezden orası 2 saat sürüyormuş. Bizim Ahmet yanında gitarını da getirmiş namussuz çalmasını iyi beceriyordu. Yol boyunca o çaldı biz söyledik sesimizin güzel olduğundan değilde zaman geçmesi lazım işte bir türlü yoksa kimse Mehmet’in o gergedan böğürmesi gibi çıkan sesini 2 saat boyunca dinlemek istemez.
Sonunda kasabaya vardık küçük bir yerdi orada yaşayan fazla kimse yok gibiydi çok ıssızdı kasaba ev bakımından sıkıntı yoktu çok sayıda bina vardı ama işin garip yanı sokaklar caddeler bomboştu koskoca yerde açık 3 tane dükkan gördük sadece.
Acaba burada ne oldu da insanlar burayı bırakıp gitti diye baya düşündük çok deli teoriler uydurduk örneğin; uzaylılar istila etti ilçe halkını kaçırdı, yok cinler kasabaya musallat oldu millet kaçtı kaçamayan çarpıldı öldü falan. Sokakta yakaladığımız bir dayıya;
-“Dayı Selamun Aleykum”.
-“Aleykumselam yeğenim buyur “
-“Dayı neden buralar böyle ıssız niye hiç kimse yok ortalıkda?”
-“Yeğenim başımızda büyük dertler var o yüzden herkes pılını pırtını toplayıp terk ediyor burayı. ”
-“Ne derdiymiş bu?”
-“CiNLER…” dedi ve arkasına bakmadan hızlı adımlarla uzaklaşmaya başladı.
Ahmet arkadan;
-“Dayıı dur nereye gidiyosun anlatsana şu olayı adam gibi” diye seslendi ama dayı hiç sikine bile takmadı devam etti yürümeye.


Bu olaydan sonra hepimiz birbirimizin yüzüne mal gibi bakakaldık 25-30 saniye sonra Ahmet “bu dayı bizimle kafamı buldu lan?” diyebildi ben kasabanın boş olma durumunu göz önünde bulundurarak “adam haklı olabilir amk dedim baksanıza kasabada kimse yok bu adam yalan söylüyosa eğer nerde bu insanlar?”.
Bi süre süren sessizlikten sonra Ahmet;
-“Kanki biz buraya niye geldik gidip gezilecek o kadar yer varken neden özellikle burası hadi tarihi yerleri falan var demiştin ama bu sebep yeterli değil senin bizden sakladığın bişeylermi var?” dedi Mehmet’e.
Mehmet’ den ses çıkmadı bi süre çıkarıp bi sigara yaktı sadece uzaklara doğru bakarak çekmeye başladı sanki Ahmet’i hiç duymamış gibi.
Aradan 3-4 dakika geçtikten sonra ona şaşkın şaşkın bakan bize döndü ve;
-“Biliyordum” dedi.
Biliyor mu? Neyi biliyor lan bu düşünürken Ahmet sordu;
-“Neyi biliyordun???”
-“Cinleri”
-“???”
Ahmet’le birbirimize bakıyorduk 2. defa şok olduk.
-“Nasıl yani?” diyebildim sadece.
-“Biliyordum işte burada cinlerin olduğunu gelme sebebimiz tatil falan değildi sadece cinleri görmek için geldim”.
-“Ne diyon oğlum sen kafanmı güzel senin cinleri görmeye geldim ne demek ya” dedim.
Ahmet ;
-“Birader geri dönüyoruz hemen ben cin min görmek istemiyorum”dedi.
Mehmet sanki hiç Ahmet’i duymamış gibi;
-“Ben kaç yıldır bu anın planını yapıyorum biliyormusun?”dedi.  

Ahmet;
-“Ne saçmalıyosun arkadaş sen biz buraya gezip tarihi yerler görüp kafayı dağıtmak için gelmiştik seninse söylediğine bak ”
Ben;
-“Cinleri görmek nasıl bir fantazidir ulan cinin neyini görecen” dedim.
Bir süre sessiz kaldıktan sonra Mehmet;
-“Herkesin bir hayali vardır; aya gitmek, başka ülkeye gitmek, sevdiği arabayı almak gibi benimse hayalim bu cinleri görmek ” dedi.
Ahmet sinirli bi şekilde;
-“Sikerim lan senin hayallerini malmısın olum sen bizi niye karıştırdın o zaman neden baştan söylemedin böyle sikik bir hayalinin olduğunu?”.
Bir sessizlik çöktü yarım saat falan kimseden çıt çıkmadı belliki onlarda benim gibi düşünüyordu
Ben bu işin nasıl olacağını yani cinleri görmenin nasıl bir şey olacağını düşünüyordum Mehmet’e sordum;
-“Peki nasıl olacak bu cinleri görme işi herhangi bir bilgin varmı cinler hakkında başımıza bir şey gelmesin ben hiç iyi şeyler duymadım cinler hakkında onlara bir kere bulaşan yakasını kurtaramıyormuş mezara kadar senin rahat bırakmıyorlarmış”.
Mehmet arabaya gitti ve bir poşetle geri döndü poşetin içinden bir not defteri tarzı bişey çıkardı
-“Bunu görüyormusun? Yıllardır araştırdım edindiğim bütün bilgiler bunun içinde poşette ise ritüel için gerekli malzemeler var çağırmayıda geri göndermeyide yapabilirim bu bilgilerle ” dedi.  

Ahmet’le bana bi güven gelmişti biraz olsun rahatladık bu adam yıllarını vermiş gerçekten araştırmış heralde başımıza bi iş gelmez zaten bende küçükken camiye gitmişten 3-5 sure ezberlemiştim onları okurum dedim içimden.
Ahmet;
-“Peki nasıl olacak nerden bulacaz bu cinleri nasıl çağıracaksın” dedi.
Mehmet;
-“Sen merak etme yerini ayarladım şu ilerdeki tepedeki 2 katlı siyah boyalı evi görüyormusun işte orada yapacaz zaten uzun zamandır kimse yaşamıyormuş orada ama gece olmasını beklemeliyiz” dedi.
Gösterdiği evle aramızda 400-500 metre falan vardı siyah boyalı evmi olur bu nasıl bir zevktir dedim kendi kendime.
Gece olmasına daha çok vardı bizde bu zamanı kasabayı gezerek geçirelim dedik o evin yanından geçerken yan tarafındaki kerpiç bir ev dikkatimi çekti yıl olmuş 2011 halen kerpiç evmi olur insanlar nasıl yaşayabiliyo bu evde diye aklımdan geçirdim.
Biz gezerken zaman geçmiş akşam olmuştu.  

Gündüz Mehmet’in gösterdiği eve girdik dediği gibi uzun zamandır kimse eve girmemiş gibiydi heryer toz örümcek ağları içindeydi çok sonradan öğrenecektim ki bu kasabadaki cinlerle ilgili olayların ilk başladığı yer burasıymış.
Evin salonu olduğunu tahmin ettiğim büyükçe bir odaya girdik Mehmet;
-“Şu ortadaki masayı kenara çekin ortada yer açın ritüel için” dedi.
Biz masayı, sandalyeyi falan kenara çekip ortada büyükçe bir alan oluşturduk. Mehmet yerlere birşeyler yerleştiriyodu (burada malzemelerin ne olduğuna dair ve ritüelin nasıl yapıldığına dair herhangi bir bilgi vermeyeceğim benim yüzümden kimsenin başına kötü şeyler gelmesini istemem) poşetinden ve yanında getirdiği bir kutudan çıkardığı malzemeleri odanın belli yerlerine yerleştirdik den sonra başlıyoruz dedi bizi yanına çağırdı uzun bi süre anlam veremediğim hareketler yapıp anlamadığım bi dilde bişeyler söyledi Ahmet ile ben olanları sessizce izliyorduk bu hali beni ufaktan ufaktan tırstırıyodu Ahmet’in de korktuğu yüzünden anlaşılıyodu bir süre sonra Mehmet durdu ve bu gece olmuyor yarın gece bir daha deneyeceğiz dedi .
Ahmet’le ben mutlu olmuştuk oh be cin min gelmiyo bu bi kaç gün denere baktı olmuyo geri döneriz diye.  

O gece arabada yattık sabah kalktığımda heryerim tutulmuştu senin amına koyim ben Mehmet yapacağın işi sikeyim dedim kendi kendime.
Mehmet yakın bir kasabada tarihi bir kilise olduğundan bahsetti orayı görmeye gidecektik.O günde o kiliseyi görerek geçirdik yine akşam olmuştu tekrar o eve girdik Mehmet bi gün önceki malzemeleri tekrar odanın belirli yerlerine yerleştirdi dünkü işlemleri tekrar etti biz Ahmet’le yine korku içinde bekliyorduk ama şans yine bizimleydi bu gecede hiçbir şey olmamıştı Mehmet bu gecede olmadı yarın gece değişik bir şekilde deneyeceğiz dedi.
Ahmet;
-“Yarın son bir kez daha gelir deneriz olmazsa geri döneriz arkadaş yeter sıkıldım ben bu işten” dedi.
Bende adam haklı der gibi el işareti yaptım.
Mehmet tamam dedi yarın son kez deniyeceğiz ama mutlaka olacak yarın dedi.
Biz yine arabada yatma kaderiyle başbaşaydık arabada yatmamızın nedeni ise kasabada herhangi bir otel, motel,pansiyon benzeri hiç biyer yoktu ritüel yaptığımız evde toz içindeydi mecburen arabada yatıyorduk.  

Sabah kalktığımda yine heryerim tutulmuştu bir kere daha “iflahını gibeyim Mehmet bizi tatile gidiyoruz diye getirip yaptırdığın işlere bak” bu sefer sesli söylemiştim.
Mehmet’de;
-“Haklısın kanka ama az daha sabret bu gece bitiriyoruz bu işi” dedi.
Ahmet’in sesi soluğu fazla çıkmıyodu oda benim gibi bu gece ne olacaksa olsunda gidelim artık düşüncesindeydi.Şansımıza o gün kasabada bitane açık kıraathane bulduk orada oturduk akşama kadar akşam 50 lira hesapla çıktık ama Mehmet ödediği için sorun yoktu bizim için.
Tepedeki siyah boyalı o eve tekrar girdik bu sefer Mehmet diğer günlerden farklı yeni şeyler çıkardı
Bu ne şu ne diye sorduğumuzda hiç cevap vermiyordu buda beni uyuz ediyordu.
Ritüele başladı aradan 15 dk geçmişti evin üst katından sanki birisi duvara kafa atıyomuş tarzı sesler gelmeye başladı ve 5 saniye sürdü Mehmet transdaydı. Ahmet korkulu gözlerle etrafa bakıyordu bende pek belli etmesemde korkuyordum acaba oldumu bu sefer cinler geldimi diye merak ediyordum.  


5 dakika sonra Mehmet birden ayağa kalktı halinden bir gariplik olduğunu anlamıştım çok değişik gök gürültüsüne benzer bir sesle ;
-“Demek bu kadar çok istiyorsunuz bizleri görmeyi merak etmeyin bundan sonra sizi hiç yalnız bırakmayacağız!!” dedi.
Mehmet yere bayılmıştı sanırım biz korkudan altımıza sıçacak dereceye gelmiştik bi 5-10 dakika böyle devam etti Mehmet kendine geldiğinde noldu bana dedi etrafına şaşkın şaşkın bakarak
Ahmet;
-“Ne olacak dıbına koyim çağırdığın cin geldi ” ve cinin bize söylediğini ona söyledi.
Mehmet’i birden bir telaş sardı hemen gidiyoruz buradan hemen dedi ve eşyaları falan bırakıp koşarak çıktık evden arabaya doğru koştuk. Koşarken benim dikkatimi çeken normalde o saatlerde 1 kişinin bile olmayacağı yollarda onlarca kişi vardı arabaya vardığımızda durumu anlattım onlar sen ne diyosun Hasan(benim adım olduğunu varsayalım) sokaklarda her zamanki gibi kimse yoktu bomboştu.
Ben şok oldum nasıl olur ya o kadar kişi gördüm tekrar gidelim göstereyim dedim. Ahmet buradan hemen gidelim ne olur hadi bas gaza dedi Mehmet çalıştırdı arabayı yola koyuldu bana inanmamış olmaları garibime gitti ortada 2 ihtimal vardı ya ben hayal gördüm yada onların göremediği sadece benim görebildiğim kişiler… 2. ihtimali aklıma bile getirmek istemiyordum hayal gördüm heralde diyip kendimi rahatlatmaya çalışıyordum.  


O gece çok uzun geçti başımıza garip şeyler geldi arabanın müzik çaları, silecekleri kendi kendine çalışıp durmaya başladı Mehmet arabayı kenara çekti anlamadığım dua diye tahmin ettiğim bir takım şeyler söylenmeye başladı. Arkadan Ahmet niye durduk napıyosun kankii hemen gidelim buradan nolur başımıza bi iş gelmeden. Mehmet bi süre daha devam ettikden sonra dua okudum dedi ve devam etti arabayı sürmeye M şehrine varana kadar zaman geçmek bilmedi ama Mehmet dua okudum dedikten sonra arabada daha garip birşeyler olmadı M ye vardığımızda ilk gittiğimiz otele gittik tekrar o gece kimsenin gözüne uyku girmedi sabahı etmiştik durumu düşünmeye başladık şimdi olacak diye Mehmet bi kaç kişiyle telefon görüşmesi yapacağını söyledi dışarı çıktı.
Ahmet’le biz niye geldik amk biz buraya ne tak yedik biz şimdi bunlar gerçekten bizim peşimizi bırakmazsa ne olacak napacaz biz diye tartışıyoduk. 1 saat falan geçti böyle Mehmet geldi bu işlerde usta olan bilgili 4 kişiyle görüştüğünü ve hepsinin aynı şeyi söylediğini söyledi
-“Ne??” diye sorduk
-“Geri dönüp başladığımız işi bitirmemiz yoksa peşimizi bırakmayacaklarını söyledi.”
Ahmet telaşlandı;
-“Nasıl ya bi daha ben oraya dönem abi sen yaptın sen git bitir bu işi ben gelmiyorum ”dedi.
Bende Ahmet haklı bende dönmem oraya birdaha dedim.
Mehmet;
-“Olmaz biz bu işi yaparken üçümüzde oradaydık bitirmek içinde yine üçümüz gitmemiz lazım yoksa olmaz işleri zorlaştırmayın ne kadar erken yaparsak o kadar iyi olur beklersek daha kötü olacak“ dedi.
Ahmet geri dönme fikrine hiç yanaşmadı.
Bende;
-“Ahmet gelmiyorsa benim gelmemin bi anlamı olmaz yine 1 kişi ekgib olacak” dedim.
Mehmet’de;
-“iyi siz bilirsiniz ama eninde sonunda oraya tekrar gitmek zorunda kalacaz bundan kurtulmanın başka yolu yok “dedi.  


Bu arayı anlatamadı arkadaşım halen korktuğunu hissedebiliyorum söylediği tek şey bu konuşmalardan sonra E şehrine tekrar dönmüşler orada garip şeyler olmuş sonra 4 gün sonra tekrar gelmek zorunda kalmışlar…
Tekrar o gibik yerdeydik bu sefer akşamdı oraya vardığımızda ama bu sefer dikkatimi çeken şey ise önceden geldiğimde ortada kimse yoktu ama ışığı yanan evler vardı bu sefer ise hiçbir evin ışığı yanmıyordu sanki kasaba tamamen boşalmış gibiydi. Eve gittik içeri girdiğimizde eşyalar bıraktığımız gibi duruyordu Mehmet bu sefer sizde katılacaksınız benim söylediklerimi sizde tekrar edeceksiniz dedi bizde çaresiz tamam dedik çaresiz.
Mehmet başladı bizde söylediklerini tekrar ediyorduk aradan birkaç dakika geçmişti ki evin çok yakınına bir yıldırım düştü yağmur başlamıştı zaten gergin olan ortam yıldırım sesiyle iyice gerildi baya bi korkmaya başladık yukarıdan yine sesler gelmeye başladı bu sefer sanki yerde birşeyler sürükleniyormuş gibi sonra çok sarsıcı bir ses geldi;
-“Bizden kurtulabileceğinizimi sanıyorsunuz hahaha ”.


Mehmet söylediği şeyleri hızlıca söylemeye başladı artık biz tekrar edemiyorduk birdenbire ”tak tak tak” diye bir ses gelmeye başladı etrafa bakıyorduk sonra kapıdan geldiğini anladık ama bu saatte böyle bir yere kim gelip kapıyı çalarki? Kapıyı açmaya korkuyorduk Ahmet bir cengaverlik yaptı açacam ulan kapıyı dedi ve gitti açtı kapıyı geri geldiğinde hiçkimsenin olmadığını söyledi Mehmet tekrar birşeyler okumaya başladı benim gözüm pencereye kaydı penceredekini görür görmez bi çığlık attım simsiyah vücudu gözleri kırmızı bir silüet gördüm Ahmet’te aynı yere bakınca bir çığlık attı ve dışarı doğru koşarak uzaklaştı arkadan nereye gidiyosun laann diye bağırdım ama hiç dinlemedi ben pencereye birdaha baktığımda orada değildi evin üst katından gelen sesler çığlık seslerine dönüştü Mehmet “bu iş böyle olmaz çabuk gidelim buradan biz beceremiyoruz yardım almamız lazım” dedi.
Oda koşarak çıktı evden çaresiz bende arkasından çıktım yağmur iyice şiddetlenmişti. Etrafa bakındım Mehmet yok bu kadar kısa sürece nasıl uzaklaşmış olabilirdiki diye düşünürken gözüme bir şey takıldı. Oda ne yandaki kerbin evde ışık var acaba evde birileri varmı belki yağmur dinene kadar orada bekleyebilirim belkide geceyi orada geçirebilirdim aklıma başka bir şey gelmiyordu.

Evin kapısına doğru ilerledim kapıya tıklattım ama kapı açıktı içeriden ses gelmeyince içeriye girdim
içeride acayip bir koku vardı halen aklımdan gitmiyor o koku böyle sanki bir hayvan ölmüşte aylar belki de yıllardır oradaymış gibi çok pis mide bulandırıcı bir koku ev 2 odalıydı pek eşya yoktu içeride eski bir çamaşır makinesi sanırım ilk çıkan çamaşır makinelerindendi.
Acaba Mehmet ile Ahmet ne yaptı nereye gittiler diye düşünürken diğer odadan bir ses geldi sanki bir şey yere düşmüştü. Gidip baktığımda duvarda asılı olan bir resmin yere düştüğünü gördüm resme bakayım dedim ve resim gördüğüm an şok oldum resim sadece Ahmet, Mehmet ve benim olduğum bir resimdi ve Mehmet’in yüzü yoktu Mehmet’in ise gözleri yoktu benim resmimde ise her şey normal gibi gözüküyordu bu resmin nasıl buraya geldiğini anlamaya çalışıyordum ve neden Mehmet’in yüzünün ve Ahmet’in gözlerinin olduğu bölgeler yoktu resimde?.
O gece çok uzun geçti gözümü kırpmadan arkamı duvara verip saatlerce etrafı izledim ve sabah olmuştu bunun verdiği rahatlıkla evden çıktım yağmur dinmişti.

Etrafta kimsecikler yoktu ne Mehmet ne Ahmet nede herhangi bir insan anayola kadar yürüdüm otostop çekmeye başladım şansıma bizim şehre giden bir araca denk geldim ve beni bıraktı.
E ye döndüğümde ilk olarak Ahmet ile Mehmet’in evlerine gittim ama evde olmadıklarını ve beraber gittiğimiz yerden neden yalnız döndüğümü sordular olayları anlatınca ilk başta şaka falan yaptığımı sandılar inanmadılar ama sonra durumun ciddi olduğunu anlayınca hemen polise haber verdiler. Aradan 2 saat geçtikten sonra Ahmet’in arabayla kaza yaptığını ve belden aşağı kısmının sıkışıp felç olduğu Mehmet ise halen aranıyor haberini aldık.

Ahmet o olaydan sonra halen akli dengesi bozuk pgibolojik tedavi görüyor, Mehmet’ den ise halen herhangi bir haber alınamadı.
Benmi?
Belkide o olayı en az hasarla atlatan kişi bendim. O olaydan sonra bu işler hakkında bilgisi olan birinden yardım aldım bana söylediklerini harfi harfine yapıyorum şimdiye kadar o geceden sonra tekrar onları ne gördüm ne duydum umarım bundan sonra da bu değişmez…